Kafasına ne eserse onu yapan insanlara her zaman imrenmişimdir. Bu insanlar o an neyi yapma isteğini hissederse onu yapanlar, genellikle plansız bir şekilde yaşayanlar oluyor. Çünkü bir insanın nasıl bir davranışını planlamadan veya bir güne başlamadan önce o gün neler yapacağını kararlaştırmadan o güne başlamasını benim aklım almıyor. Bazı şeyleri planladığınız ve planlayarak gerçekleştirdiğiniz noktada ise yaşamdan aldığınız zevk, kafasına ne eserse onu yapan insanlara göre daha az kalabiliyor.
Olmak istediğiniz gibi biri olma düşüncesi, gelecek kaygısı, kendini iyi bir
şekilde yetiştirmek gibi faktörler günleri planlı yaşamaya iter. Bunların
sayısız faydası olmasının yanında yarattığı olumsuzluklar ise açıktır.
Belirttiğim faktörler doğrultusunda planlanmış bir gün içerisinde belli bir
saat kafasına eseni yapmaya ayrılsa dahi kaliteli bir ruh doyumuna ulaşılamaz.
Bunun yanı sıra somut kazanımlar olarak birtakım birikimlere gayet tabi
ulaşılır.
Bu
noktada iki kazanımı kıyaslayacak olursak, gün içerisinde kafasına ne eserse o
yapılarak ardından ulaşılan bir takım manevi doyumlar mı tercih edilesidir
yoksa planlanmış bir gün çerçevesinde elde edilen birikimler mi şeklinde bir
soruya odaklanmak gerekir. Şüphesiz kafaya esilen yapılarak sadece bireysel
manada birtakım eğlenceler elde edilir. Şu şekilde açıklanabilir: Sabah kaçta
kalkacağı belli olmayan birisi, kalktıktan sonra ne yapacağı, neyle
ilgileneceği belli olmayan birisi ekseriyetle kendisini düşünmektedir. Bunun
bir sonucu olarak da mutludur ve hayatın zevklerini tatmaktadır. Öte yandan
sabah erken kalkarak, belirlenmiş görevlerle veya araştırmalarla ilgilenen
birisi bireysel gelişim ve bu gelişimle birlikte toplumsal açıdan da birtakım
gelişimler hedeflemektedir. Bu amaç çerçevesinde bir şeyler değiştiremese bile
en azından çalışmış, denemiş olacaktır. Bununla beraber kendi üzerine yapması
gereken bazı eğilimleri de ihmal edeceğinden hayatı anlamlaştırabilmesi daha
zor olacaktır.
Bazı bireysel manevi doyumlar, cazibesiyle üstün olsa da planlanmış günlerin amaçları bireysel doyumlardan daha büyük emellere hizmet etmektedir. Şahsen bir gün sonunda kafamı yastığa koyduğum an, gün içerisinde yaptıklarımı mukayese ettiğimde kendime kattığım somut olgular bulamazsam o günü boşuna yaşamışım gibi hissederim. Her konuda olduğu gibi bu konuda da farklı yaklaşımlar mevcut. Bazen ben de keşke kafasına eseni yapanlar gibi olsam, bir defa geldiğimiz hayattan keyif alsam desem de beceremiyorum. Belki de bu dünyada keyif alınacak bir taraf yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder