24 Aralık 2016 Cumartesi

Açık Uçlu Sorular Hakkında

  Geçtiğimiz günlerde Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç'ın üniversiteye geçişin ikinci ayağı olan LYS'de açık uçlu soruların bulunacağını açıklaması büyük bir tartışma yaratmıştı.

  Ülkemizdeki eğitim sistemi; sınavlarıyla, müfredatıyla, (bir bakıma) ezberci sistemiyle geçmişten günümüze çoğu dönemde tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmaların neticesinde ülkemizde liseye/üniversiteye geçiş sistemi sürekli değişmekte ve yenilenmektedir. Bu bağlamda olumlu adımlar atılmasına rağmen sık sık değişen sistemin sonucunda öğrenciler önlerini rahatlıkla görememektedir. Bu noktada açık uçlu soruların açıklanma zamanına isyan eden öğrencilerin isyanı haklı olarak görülse de, açık uçlu soruların sorulabileceğinin dillendirilmesi birkaç yıl öncesine dayanmaktadır. Tam anlamıyla bir oldu bitti durumu söz konusu olmamakla birlikte, yumurta kapıya dayanmadan da kimsenin açıklamaları ciddiye almadığı da anlaşılmıştır.

  Açık uçlu olsun, çoktan seçmeli olsun çalışan bir öğrencinin, ''Emeğiniz emanetimizdir.'' sloganıyla yola çıkan ÖSYM'nin değişikliklerinden direkt olarak etkileneceğini düşünmemekle beraber bambaşka bir sisteme ayak uydurabilme konusunda kaygılarının olması da doğaldır. Önünüzde bir örnek olmayışı sizi karanlığa sürükleyen en temel etkendir. Bunun önüne geçilebilmesi için zannediyorum ÖSYM örnek ''açık uçlu sorular'' yayımlayacaktır.

  Dünyadaki üniversiteye giriş sistemlerine baktığımızda bir çeşitlilik görmekteyiz. Üniversitelere kabulde; sadece üniversitenin nazarına bırakılan her üniversitenin kendi sınavına dayanan sistemler, okul notlarına dayanan sistemler, bizdeki YGS-LYS benzeri giriş sınavlarına dayanan sistemler bulunmakla birlikte bunların ikisine veya üçüne birden dayanan sistemler de bulunmakta; bunlara ek olarak birtakım okul dışı faaliyetlere veya niyet mektuplarına da bakılan sistemler bulunmaktadır. Bu çeşitlilikte bizim sistemimizle pek çok noktada örtüşen sistemler olmakla birlikte tamamen ayrık sistemle de vardır. YGS-LYS benzeri sınavların olduğu ülkelerde açık uçlu sorular sınavlarda sorulmaktadır (örneğin Fransa). Açık uçlu soruları ÖSYM icat etmişçesine önümüze sunulması yanlıştır.

  Eğitim seviyesinde önemli bir odak noktası kabul edilen PISA sonuçları açıklandığında ülkemizin durumu hepimizi üzmüştü. Bu sonuçların sonrasında kamuoyu eğitim sistemini eleştirmiş, ezberciliğe dayandığını savunmuş ve öğrencileri düşünmeye sevk etmediğini söylemiştir. Bunlardan yola çıkarak, bütün gelişmiş ülkelere baktığımızda eğitim sistemlerinin bizimkinden daha çok düşünmeye sevk ettiği su götürmez bir gerçektir. Ülkemizdeki nedenden çok sonuca dayanan, haticeye değil neticeye yönelten sistem bir anlamda çoktan seçmeli soruların sonucudur. Çoktan seçmeli sorular nedeniyle soruların sebebi değil ''nasıl çözüleceği'' öğrenilmektedir. Bu da ezberci eğitim sistemini doğurmakta, öğrencileri düşünmekten uzaklaştırmaktadır. Bu açıdan baktığımızda açık uçlu soruların üniversiteye giriş sınavlarında yer alması halihazırdaki anlayışı değiştireceğini ya da değiştiremese bile bu yönde atılmış bir adım olacağını ümit etmekteyim. Aynı zamanda öğretmenlik fakültelerine girebilmek için getirilen ilk 240 binde yer alma şartı da sistemin daha iyiye yönelmesi bakımından yerinde bir adımdır.

  Açık uçlu soruların sorulacağı açıklandığında bütün kamuoyunun aklına ilk gelen tepki birtakım haksızlıklar yaşanabileceğidir. Açık uçlu soruların yoruma dayanması, birden çok cevabı olabilmesi bu tepkinin nedenlerinden olmakla beraber en temel neden bu soruların nasıl okunacağıdır. Bu noktada yapılan açıklamalar çerçevesinde açık uçlu sorular örneğin matematik dersinde bulunan cevabın rakamsal olarak kodlanması veya tarih dersinde sorulan bir tarihin kodlanması şeklinde uygulanacağı. Benim şahsi fikrim bu sene bir geçiş senesi olacağından bu şekilde uygulanıp diğer seneler açık uçlu soru sayısı artacak ve şekli değişecektir. Burada öğrencilere düşen görev sınavları hazırlayan ve kontrol eden kuruma güvenmek ve sınavlara sıkı bir şekilde hazırlanmaktır. Açık uçlu soruda ortaya çıkabilecek birtakım problemler eğer çıkarılmak istense çoktan seçmeli soru tipinde de çıkartılabilir.

  Sonuç olarak, PISA sonuçlarımız kötüyken, eğitim sistemimizin kötü olduğu algısı yaygınken, gençlerimizin kültürel ve entelektüel seviyesi belirli bir düzeyde değilken, halk olarak kitap/gazete/dergi okuma oranlarımız bir hayli düşükken bunları düzeltileceğine inanılarak yapılan bu sınav düzenlemelerine destek olmalıyız. Bireysel fayda gözetilerek ve değişiklerin amacını anlamadan yapacağımız eleştirilerin kimseye faydası olmayacaktır.



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kusura Bakmayın Beyler, Bizim Sevdiğimiz Game of Thrones Bu Değildi

UYARI: Bu yazı dizinin 7.sezon 6.bölüme kadar olan kısımlarıyla ilgili ciddi spoiler içermektedir. Biz Game of Thrones'in ger...